Skip to content Skip to footer

Psikosomatik Rahatsızlıklar: Bastırılan Duyguların Bedendeki İzi

Bedenin dili vardır. Ama bu dil kelimelerle değil, titreşimle, ağrıyla, sıkışmayla, tıkanmayla konuşur. Modern tıp çoğu zaman yalnızca bedene bakarken, ruhun sessiz çığlıklarını göz ardı eder. Oysa biz, bedenimizin yalnızca et ve kemikten ibaret olmadığını artık biliyoruz.

Psikosomatik rahatsızlıklar, tıbben teşhis edilemeyen ama bedende gerçekliği hissedilen, kaynağını çoğu zaman duygusal ya da zihinsel süreçlerden alan hastalıklardır. “Hiçbir test sonucu bir şeyi göstermiyor ama ben hâlâ ağrıyı hissediyorum” diyen herkesin deneyimlediği bu durum, aslında ruhun yardım çağrısıdır.

🧪 Deney: Bastırılmış Duyguların Bedensel Etkisi

Araştırmacı: Dr. Franz Alexander

Kurum: Chicago Psikosomatik Enstitüsü

Yıl: 1940’lar

Dr. Franz Alexander, psikosomatik tıbbın kurucularından biri olarak, özellikle bastırılmış öfke, suçluluk ve korku gibi duyguların mide ülseri, hipertansiyon, astım gibi hastalıklarla doğrudan bağlantılı olduğunu savundu.

🔬 Çalışmada, bastırılmış duyguların sempatik sinir sistemi üzerinden bedenin çeşitli organlarına baskı yaptığı ve kronik hastalıklara zemin hazırladığı gözlemlendi.

Bu araştırma sonucunda şu sonuca varıldı:

“İfade edilemeyen her duygu, bedende bir iz bırakır.”

Ayrıca bu konuda Harvard Üniversitesi destekli “Mind-Body Medicine” programında da bastırılan duygularla bağışıklık sistemi, sindirim sistemi ve sinir sistemi arasındaki ilişki incelenmiş ve birçok vakada duygusal yüklerin çözülmesinin fiziksel iyileşmeye katkı sağladığı belgelenmiştir.

👉 Hangi Duygular Hangi Organlarda Birikir?

Her bastırılmış duygu, bedende kendine bir yer bulur. Zamanla orada birikir, titreşimini düşürür ve o bölgeyi zayıflatır. Bu durum, hem kadim doğu tıbbında hem de modern psikosomatik tıpta karşılık bulur. İşte en sık görülen duygu-organ eşleşmeleri:

🫀 Kalp – Sevgi Eksikliği ve Üzüntü

Kalp, duyguların merkezidir. Sevgi alamamak, aşk acısı, hayal kırıklığı ve yas durumları kalp ritmini, damarları ve tansiyonu etkiler. Uzun süreli üzüntüler kalbi yorabilir; bu da dolaşım sistemi hastalıklarına zemin hazırlar.

🍽️ Mide – Kaygı, Kontrol İhtiyacı ve Güvensizlik

Mide, duygusal sindirim merkezidir. “Bunu hazmedemiyorum” dediğimiz her şey midede birikir. Belirsizlik, değersizlik hissi ve güven problemleri mide asidini artırabilir, gastrit ve ülser gibi sorunlara neden olabilir.

😤 Karaciğer – Bastırılmış Öfke ve Kırgınlık

Karaciğer, bastırılmış öfkenin en sık biriktiği organdır. İfade edilemeyen kızgınlık, kırgınlık ve intikam duyguları bu bölgede toksik enerji oluşturur. Aynı zamanda vücutta enerji dolaşımını etkileyerek yaşam gücünü düşürür.

😶 Boğaz – Söylenemeyen Sözler ve Bastırılmış İfade

“Yutkunamamak”, “içinde kalmak” gibi deyimler boğaz çakrasıyla bağlantılıdır. Duygularını dile getiremeyen, hayır diyemeyen kişilerde tiroit, yutkunma ve boğaz enfeksiyonları daha sık görülür.

🫁 Akciğer – Yas, Hüzün ve Ayrılık Acısı

Akciğerler, hayat enerjisini yani nefesi taşır. Kaybın ve ayrılığın yaşandığı dönemlerde solunum derinliği düşer. Kronik hüzünler akciğer problemleriyle kendini gösterebilir.

💀 Bel – Maddi Kaygılar, Gelecek Korkusu

Bilinçaltında köklenme, aidiyet ve güven konularıyla ilgili blokajlar genellikle bel bölgesini etkiler. “Sırtıma bindi”, “belim kırıldı” gibi deyimler boşuna değildir.

Modern psikoloji ve kuantum şifa yöntemleri bu noktada ortak bir gerçeğe parmak basar: “Ruh iyileşmeden beden tam anlamıyla iyileşmez.” Bedensel hastalıkları sadece fiziksel düzeyde tedavi etmeye çalışmak, akan bir musluğun altına sadece kova koymak gibidir. Oysa musluğu kapatmak, yani ruhsal kaynakla yüzleşmek gerekir.

Şimdi kendine dürüstçe sorabilirsin: İçine attığın, sustuğun, ertelediğin, kendine bile itiraf edemediğin hangi duygun bedeninde yankılanıyor olabilir?

Çünkü beden konuşur. Dinlersen, sana çok şey anlatır.

Close